top of page
med2.jpg

1983 yılının Nisan ayında Düzce’de başladı serüvenim. Yaşam sahnesine müzikle adım attım diyebilirim. İlkokuldayken aldığım piyano dersleri, ömrüm boyunca kendimi ifade etmek için eşsiz bir kapı olacak müziğin anahtarı oldu. Piyanoyla başlayan müzik tutkum gitar, ukulele gibi bilumum müzik aletiyle devam etti, ta ki sesimi keşfedene kadar. Sonra da zaten bir şarkı söylemeye başladım, bir daha da susmadım. Enstrümanlar da sesime eşlik eder oldu.

 

Üniversite’de Sosyoloji Bölümü’nü tercih ettim. Çünkü toplumlar, toplumların kökenleri ve işleyişleri hep ilgimi çekmişti. Bu süreçte müzik hep bana eşlik etmeye devam etti. Üniversite bittiğinde kendimi İstanbul Teknik Üniversite’sinin Müzik İleri Araştırmalar Merkezi’nde Ses Mühendisliği okurken buldum. Müziğin, seslerin frekans boyutuyla, bilimsel yanıyla tanıştım burada. Bu dönem sesleri görsellerle birleştirmeye başladım ve böylece videolar kurgulamaya ve görsel tasarım dünyasına adım attım. Mesleki hayattım da 12 sene kadar Sanat Yönetmenliği yaparak geçti.

Yoga’yla da işte tam bu kapitalist düzende içimdeki ilahi enerjiyi, ilhamı kaybetmeden dengede kalmaya çalışırken tanıştım ve “işte bu!” dedim, bu beni yaşamda tutar. Ondan sonra da 2016’da 200 saatlik Yoga eğitmenlik eğitimi alarak yeni mesleğime doğru bir yolculuğa çıktım. Bu yolculuğumda da bana aldığım Pilates, Reiki, Astroloji, Mindfulness ve Ses Terapisi eğitimleri eşlik etti ve sonunda bugün, toplumsal köklerin işe yaramayan ve bizi yaşamdan alı koyan kodlarını temizlemek üzere bütüncül şifa tekniği uygulayan bir şifacıya dönüştüm. 2019’da Sanat yönetmenliği macerama veda ettim ve sadece Işığa hizmet etmeye yöneldim.

bottom of page