top of page

İnsanlığa Update Geliyor!


Bu bir "güncelleme öncesi bilgilendirme yazısı"dır tatlı bilge. Çünkü güncelleme daha gelmeden (23 Mart 2023) hangi eski dosyaların silineceğini, yerine hangi yeni iyileştirmelerin yapılacağını bilmek, ruhsal plan düzeyinde yaptığımız anlaşmalarımızda, doğmadan önce neye imza attığımızı anlamamızı kolaylaştırır. Çünkü hatırla sevgilim, tesadüf diye bir şey yok ve ruhlarımız bu tecrübelere çoktan gönüllü olarak geldi bu Dünya'ya. Bize de bu sınırlı zihnimiz ve bedenimizle, sonsuz ışığın temsili ruhlarımızın yaptığı bu kontratları tecrübe etmek düşer. Dilerim bu yazı da ruhsal yolculuğumuzda önümüze ışık olur.


“Tarih tekerrürden ibarettir.” lafının astrolojiyle derin bir bağlantısı var. Çünkü astroloji; tam da bu tekrar eden paternleri "istatistiksel olarak tespit etme ve sosyolojik olarak değerlendirme"nin bilmidir aslında. O yüzden geçmişte tekrarlayan olayları incelemek her zaman bugünümüze ışık tutar.

Ay, Güneş, Mars, Venüs gibi “kişisel” diye tanımlanan gezegenler çok hızlı hareket ettikleri için onların hangi burçta, hangi açılarla nasıl olaylara işaret ettiklerini tespit etmek kolaydır. Çünkü bunlar sık sık tekrar eden ve bizim sürekli şahitlik ettiğimiz paternlerdir.


Fakat Dünya'ya en uzak mesafede yer alan Pluton “dışsal” diye tanımlanan bir gezegendir ve bu uzak gezegenin hareketleri oldukça yavaştır, Güneş etrafındaki dönüşünü ortalama 248 yılda tamamlar. Bu anlamda bir burçtan bir burca geçmesi de ortalama 20 yıl sürer. Bu bir nesil demektir. O yüzden bir insan ömrü boyunca en fazla ortalama 4 burcun temasında Pluton transitine şahit olabilir. İşte keşfi bile yeni (1930) olan Pluton'un, Kova burcundaki ender tecrübe edilecek bu transitini Mart ayı itibariyle sistemimize dahil etmeye başlamadan önce, bu transitin bize neler vadettiğini anlamaya çalışmak çok önemli. Çünkü gelmekte olan bu yeni nesil bizimle beraber hayata geçecek ateş böceğim. Olmasını istediğimiz yarınların tohumlarını atmakla sorumlu olacağız.


Ben de oturdum ve Pluton'un bir önceki Kova transitinde toplumlarda neler yaşanmış diye inceledim ve bizim için derledim. Bakalım, anlamaya çalışalım ve kıssadan hisselelerimizi çıkaralım diye.


Pluton'un bir önceki Kova geçişinde tarih 1780'leri gösteriyor. Bu dönemler Amerika'nın büyük bir bağımsızlık mücadelesi verdiğini görüyoruz. 1781 yılında İngilizler George Washington'a teslim oluyor ve böylece Amerika bağımsızlığını ilan ediyor ve Amerika Birleşik Devletleri kuruluyor.


Yine aynı transit döneminde (1789) Fransız İhtilali'nin yaşandığını görüyoruz. Fransa'daki mutlak monarşi yıkılıyor ve yerine cumhuriyet kuruluyor. Bu arada aynı dönemde Satürn, bu yıl olacağı gibi Balık burcunda yine. Katolik Kilise'nin yapısı kırılıyor ve reformlara zorlanıyor bu dönem. (İran'daki gelişmelerin tesadüf olmadığını net bir şekilde görebiliyoruz değil mi?). 1782'lerde de İsviçre'de Anna Göldi adında bir kadın büyücülükten dolayı ölüm cezasına çarptırılan son insan olarak tarihe geçiyor.


Bu değişimler aslında toplumlarda sınırların, hakların, yıkılmaz gibi görünen yapıların yeniden tanımlandığına işaret ediyor. Her türlü bağnaz yapı yıkılıyor ve yerine yenisi kuruluyor. Çünkü Pluton elini neye atarsa o konuyla ilgili önce bir yıkım getirir çiçeğim. Bugüne faydası olmayan her yapı yıkılmaya mahkum olur. Bu yıkım sonrasındaysa girdiği burcun temasında (Kova; teknoloji, bilim, hümanizm, adalet, insan hakları, devrim) yeniden yapılanmaya gider.


Bu anlamda Amerika'nın 1500'lü yıllardaki Pluton Kova transitinde keşfedilmesi, Uranüs'ün 1781 yılında keşfedilmesi, ilk balonla uçuşun 1783 yılında gerçekleşmesi, İngiliz Astronom William Herschel'in yine bu yıllarda "Bin Yeni Nebula Kataloğu ve Yıldız Kümeleri" kitabını yayınlaması, Lavoisier'in 33 elementi sıralaması ve adlandırması bir tesadüf değildir. Bu gelişmeler de bu yıl itibariyle uzay ve bilim konusunda bildiğimizin ötesinde nefes kesici gelişmeler yaşayacağımızı fısıldıyor aslında bize. Teknoloji kısırken Uranüs'ü, binlerce gök cismini tespit eden bilim dünyası bugünün teknolojisiyle neler keşfetmez bir düşünsene!


Fakat ışık ve karanlık birbirine zıt gibi görünen kavramlar olsalar da aslında iç içedirler sevgilim. Çünkü aynı anda var olan iki net olasılığı temsil ederler. An bu iki olasılığı da eşit olarak barındırır. O yüzden geçmiş Pluton Kova transitleri eşsiz keşiflerin, insanlık adına atılan büyük adımların ev sahipliğini yaparken bir yandan da yıkım temasını doğal afetlerle de gündeme getirmiş elbette. Önlem alınmamış, insanlığa hizmet etmeyen yapılanmalar da bu yıkımlardan nasibini almış.


1781 yılında İstanbul'da meydana gelen yangında binlerce bina yanmış ve şehrin yarısı yok olmuş mesela. 1783'te İzlanda'da bulunan Laki yanardağı patlamış ve atmosfere 8 milyon ton hidrojen florür ve 120 milyon ton kükürt dioksit salınmış. İzlanda nüfusunun %25'i kıtlık ve florür zehirlenmesinden yaşamını yitirmiş. Koyunların %80'i, sığırların %50'si, atların da %50'si florürden dolayı hastalanıp ölmüş. 1783'ün yazı kayıtlara Avrupa'nın en sıcak yazı olarak geçmiş. O kadar kalın bir sis tabakası olmuş ki kimse önünü bile göremiyormuş. Gemiler uzun süre karada demirli kalmış.


Yine aynı yıl Çin'de de Dadu Nehri üzerinde bir baraj, bir depremin neden olduğu heyelan sonucu çökmüş ve 100.000 kişinin ölümüne sebep olmuş.


Ya da bugün "Fransız İhtilali - 1789" diye kısacık tanımladığımız ve tarihe aydınlık bir iz bırakmış bu olayın yaşandığı zamanları düşünsene! Ne kıtlıklar, ne ekonomik zorluklar, ne baskılar yaşanmıştır kim bilir insanlık ışığı ararken.


Demek istediğim insan tedbirli olmakla mükelleftir can parçam ama takdir her zaman evrene aittir. Çünkü evrenin döngüleri bizim sınırlı aklımızın algılayabileceğinin ötesindedir. Biz ancak geçmişe bakıp kısmi çıkarımlarda bulunabiliriz. Bu anlamda önümüzdeki süreçte etrafında çokça felaket tellallığı yapan astrolog görebilir ve okuyabilirsin. Hemen korkuya kapılıp gitme. Yazdım işte uzun uzun. Bunlar birer olasılık ve biz neye ol dersek ona dönüşmeyi bekleyen potansiyeller aslında. Ve her ne yaşanacaksa, gelecek nesiller daha iyi bir Dünya'ya uyumlansın diye yaşanacak unutma. Bize de ışığımıza sahip çıkarak görmeyi umut ettiğimiz yarının hayaline odaklanmak düşer. Parıltına sahip çık ve karanlığı besleme. Aklının ipleri elinde dursun. Işık ve sevgiyle.



bottom of page