top of page

Ben'den Biz'e Açılan Karmik Kapılar

“İman edip salih ameller işleyenler, işte öyleleri de cennet ehlidirler ve orada ebedî kalıcıdırlar.” Bakara Süresi 82. Ayet


Ay Düğümleri, tekamül sürecimizde insanlık olarak geçmemiz istenen karmik kapılardır. Ruhumuz Güney Ay Düğümü'nden gelir ve Kuzey Ay Düğümü'ne gider. Bakara suresindeki "iman edip salih ameller işlemek" kavramı işte tam da Astroloji'de bahsi geçen bu karmik kapılardan, yani Güney kapısından geçip Kuzey'e gitmek için eylemde bulunmak anlamına gelir. Daha detaylı inceleyelim ki Ay Düğümleri'ni daha kapsamlı anlayabilelim. Çünkü 17 Temmuz'da bizim için yeni kapılar açacaklar.




Şamanizm'de ip üzerine atılan düğümlerin kişiyi kötü enerjilerden koruduğuna ve sağlık getirdiğine inanılır. İslamiyet'te "düğüm" motifinin cami, medrese , türbe gibi yapıların kapı, pencere, mihrap gibi önemli mimari elemanı olarak kullanılması ve Allah’a yönelmeyi ve bağlılığı ifade etmesi tesadüf değildir. Astroloji'de ise bu düğümler Ay'ın Güneş etrafındaki yörüngesi ile Dünya'nın Güneş etrafındaki yörüngesinin kesiştiği noktaları tanımlamak için kullanılırlar ve İslamiyet'te olduğu gibi evrenle bütünleşmek için aşmamız gereken karmik düğümlerimizi ifade ederler. Bu düğümler, yönlerle tanımlanışlarından da anlaşılacağı üzere birbirine zıt iki burca yerleşirler. Dualitenin bir diğer yansımasını izleyebildiğimiz bu zıtlıkta Güney'e yerleşen burç geçmiş yaşamlardaki ruhsal mizacımızı (atalarımızdan devraldığımız hücre bilgiler, kolektif bilinç havuzundan kendimize kattıklarımız olarak da düşünülebilir), Kuzey'e yerleşen burç ise içine doğduğumuz bu dünyada ulaşmamız istenen ruhsal, bize özel hedefimizi ifade ederler ve yaşam dediğimiz şey de tam olarak yürümemiz istenen bu yolun (tekamül) ta kendisidir. Yolda kullanılan araçlar her dinde ya da inanışta değişse de aslında gördüğümüz gibi yol bir ve tektir; Allah'a, evrene, ışığa ulaşmak. Bunun için de yapılacak şey bellidir; karmadan, kötülükten, gölgeden kurtulmak.


O yüzden karma felsefe; hedefe (yani yolun sonundaki meyveye) değil de yolun kendisine odaklanmayı öğütler. Çünkü aslında meyveyi düşünerek hareket eden kendini yine karma döngüsünün tam içinde bulur. Düşünmek yargı barındırır ve sahte egoyu işin içine katar. Kur'an da bahsi geçen salih amel de özde bu ilahi düzen için koşulsuz iyi eylemde bulunmak (öz benlikle irtibatta kalarak vicdanla davranmak ve Dünya'daki yaşamdan kurtulup cennette kalıcı yer edinmek) demektir. Karma felsefede bu kavram "samsara" ile açıklanır. Samsara Sanskritçe'de "Dünya" anlamına gelir ve karma döngüsünü kıramayanlar için dönüp dönüp gelinecek bir imtihan alanı demektir. Samsaradan çıkmak demek ışığa dönmektir ve insanın yegane amacı özde budur.


“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık. Sonra onu, aşağıların aşağısına (Dünya'ya) indirdik. Ancak, iman edip salih ameller işleyenler başka. Onlar için devamlı bir mükâfat (Cennet) vardır.” Tin Suresi



Düğümler Astrolojinin en önemli konusudur ve buraya sığdıralamayacak kadar uzun ve derin bir konudur tatlı bilgeler. Fakat şu kadarını bilmek önemli; Düğümlerin tüm burçlardan geçişi yaklaşık olarak 18,5 yıl sürer ve her 1,5 yılda bir burç değiştirirler. İşte şimdi 17 Temmuz itibariyle bu düğümler yeni bir burç aksına geçecekler ve bize karmalarımızı çözmemiz için yeni bir fırsat verecekler. Yani bu konu üzerinde önümüzdeki bir buçuk sene boyunca sık sık konuşacağız.


Özetlemek gerekirse;


Kuzey Ay düğümü Koç burcuna, Güney Ay düğümü Terazi burcuna yerleşerek diyecekler ki;


Kendini başkalarının gözleriyle görmeyi bırak. Önce sen kendini fark et, ruhunu keşfet. Ne istediğini, sana neyin iyi geleceğini tespit et. Kendi derinlerine in. Çünkü aslında her şey zaten seninle ilgili. Sen iyi olmazsan ilişkilerin de iyi olamaz, yaşanmışlıkların da. Evren aynadır. Sen neysen onu çıkarır karşına. Karşındaki seni hayal kırıklığına uğratıyorsa yine dön kendine bak. İç güdülerine güven ve yaşamının iplerini eline al. Çünkü günün sonunda diğerleri figüran, yaşanacaklar kurmaca. Tek gerçek ruhunun aldığı ders ve gittiğin bu yol. Bunu sakın unutma. O yüzden kendine bakma cesareti göster ve inançların, hayallerin için ayağa kalk ve savaş. Ancak fikirlerinde tutucu olma, değişime hep açık ol.


Her zaman iyi insan olmak, diğerlerine uyum sağlamak için kendinden vermek zorunda değilsin, bunu unutma. Çünkü adalet; kendinden vermek değildir. Terazi; kefeleri eşit ağırlıkta olduğunda dengeye gelir. Herkesin kendi yaradılışı ve bir kadersel planı vardır ve herkes kendinden meshuldür. O yüzden biri sana yanlış yaptığında da kısasa kısas deme. Yapıcı bencillik iyidir fakat görüşlerini bir başkasına dayatmaya sakın çalışma. Başkalarının da kendileri için düşünme özgürlüğüne saygı duy ve alan aç. Belki senin göremediğin başka bir bakış açısı vardır orda? O yüzden hep açık iletişimde kal.


Çünkü günün sonunda ne sen varsın ne de ben. Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için. Görmek istediğin değişimin ta kendisi ol!






bottom of page